Kadınlarda doğurganlık, yaşamın bir döneminde yumurtaların sağlıklı bir şekilde döllenmesi ve gebelik için uygun olması anlamına gelir.
Genellikle ergenlikten menopoza kadar olan dönemde en yüksek düzeydedir. Ancak yaş ilerledikçe ve özellikle 35 yaşından sonra, doğurganlık doğal olarak azalır. Bu durum yumurta kalitesinin azalması ve yumurtalıkların azalan fonksiyonlarıyla ilişkilendirilir. Bununla birlikte, her kadının doğurganlık deneyimi farklıdır. Yaş, genetik faktörler, yaşam tarzı ve kadının sağlık durumu gibi birçok faktör bu süreci etkileyebilir.
Evlendikten sonra çiftler bazen bir çocuklu, bazen 2 çocuklu, bazen de çok çocuklu bir ailenin hayalini kurar. Burada en önemli soru bunun için gebelik denemelerine ne zaman başlamak gerekeceğidir.
Daha kolay hamile kalabilmek, daha sağlıklı bir hamilelik yaşamak, düşük riskinin az olması ve sağlıklı bir çocuk sahibi olmak için gebelikteki anne yaşı çok önemlidir. Anne yaşı ilerledikçe gebelikte bir problem gelişme olasılığı artar.
Örneğin 20-25 yaş arası bir kadında düşük risk %15’in altında iken yaş ilerledikçe ve kırklı yaşların üzerine çıkıldıkça bu olasılık %40’lara ulaşır. Bununla birlikte yaş ilerledikçe hamile kalma olasılığı düşer. Gebelikte bir problem, gelişme sıklığı artar ve bebekte kromozomal hastalık görülme riski yükselir.
Eğer jinekolojik muayenenizde bir problem yoksa ve bir çocuklu bir aile planlıyorsanız 32 yaşından önce gebelik denemelerine başlamalısınız. İki çocuklu bir aile planlıyorsanız, 27 yaşından önce gebelik denemelerine başlamanız gerekir. Daha çok çocuklu bir aile düşünüyorsanız çok çok daha önceleri bunu planlamaya başlamanız doğru olacaktır.
Günümüzde eğitim ve iş hayatından kaynaklanan nedenlerle kadınlar artık daha ileri yaşlarda gebe kalmaktadır. Hamilelik istenildiği zaman hemen elde edilememektedir. Dolayısıyla bir çocuk için 32 yaş, 2 çocuk için 27 yaşından önce gebelik denemelerine başlanılması kuralına uyulursa planlanan hedefe %90 oranında ulaşılacaktır.
Gebelik yaşının ilerlemesi, kadınların fiziksel sağlığını etkileyebilir. Özellikle ileri yaşlarda gebelik, gebelik diyabeti, yüksek tansiyon ve diğer sağlık sorunlarının riskini artırabilir.
İleri yaşta gebelik, genetik anormalliklerin riskini artırabilir. Down sendromu gibi kromozomal bozuklukların görülme olasılığı artabilir.
Kadınların doğurganlık seviyeleri yaşla birlikte azalır. Bu da ileri yaşlarda gebe kalmayı zorlaştırabilir ve doğal yollardan gebe kalma şansını azaltabilir.
İleri yaşta gebelik için çiftler, tüp bebek tedavisi gibi yardımcı üreme tekniklerine başvurabilirler. Ancak bu tedavilerin başarı şansı yaşla birlikte azalabilir.
İleri yaşta gebe kalmak, anne ve bebeğin sağlığı üzerinde bazı riskler taşır. Erken doğum, düşük doğum ağırlığı ve diğer komplikasyonlar daha yaygın olabilir.
İleri yaşta gebe kalan kadınlar genellikle psikolojik olarak daha fazla stres altında olabilir. Hem kendi sağlıkları hem de bebeğin sağlığı konusundaki endişeleri artabilir.
İleri yaşta gebe kalmak, mali açıdan daha büyük bir yük getirebilir. Çocuğun bakımı için daha fazla kaynak gerekebilir ve emeklilik yaşına kadar çocuğunuzla ilgilenmek zorunda kalabilirsiniz.
İleri yaşta gebe kalmak, aile planlaması üzerinde de etkili olabilir. Çiftler, yaşları nedeniyle daha az zamanları olduğunu düşünerek çocuk sahibi olma konusunda daha aceleci olabilirler veya çocuk sahibi olma kararını erteleyebilirler.
Gebelik yaşı, bir kadının yaşadığı gebelik döneminin, genellikle biyolojik olarak üreme kapasitesinin en uygun olduğu dönemle ilişkilendirilir. Genç yaşlarda gebelik, genellikle daha sağlıklı sonuçlar doğururken, ilerleyen yaşlarda gebelik riskleri artabilir.
Özellikle 35 yaşından sonra, yumurtalık rezervi ve kalitesi azalırken, gebelik diyabeti, hipertansiyon ve genetik anormalliklerin riski artar. Bu nedenle, kadınlar gebelik yaşını dikkate alarak aile planlaması yapmalı ve gebelik deneyimlerini en iyi sonuçlarla sağlamak için sağlık uzmanlarıyla işbirliği yapmalıdırlar.