Bebeğin eşi (plasenta) anne ile bebeğin arasındaki bağlantıyı sağlayan bir organdır. 8’inci haftadan sonra plasentanın gelişimi başlar. Doğum zamanında plasenta yaklaşık 180-200 mm çapında, 20-25 mm kalınlığında ve 500 gr ağırlığında bir organ haline gelir. Fakat bu ölçümler kişiden kişiye değişiklik gösterebilir.
Plasenta halk arasında bebeğin eşi olarak bilinir. Plasenta anne ile bebek arasında besin, oksijen ve atık maddelerin iletimini sağlayan önemli bir organdır.
İşlevini tam anlamıyla yapması bebeğin gelişimi ve büyümesi için hayati öneme sahiptir. Plasentanın çok basit şekilleri ve formları olabilir. Plasentanın anneye bağlanan yüzü ve bebek tarafında olan yüzü vardır. Anne tarafında lob diye adlandırılan 10-38 adet alan bulunur.
Bebek eşini anne rahmine bağlayan parmaksı yapılar daha da ilerleyerek rahmin kas tabakasına ya da daha da ileri gidip rahmin dışına idrar kesesi ve bağırsaklara uzanabilir. Bu durumuma bebek eşinin rahime yapışması adı verilir. Tıbbi olarak bu anormal durumun en hafif formu plasenta akreata iken en ağır şekli plasenta perkreata olarak bilinir.
Bebek eşinin rahime yapışması durumu varsa bebeğin eşi doğum sırasında rahimden ayrılmaz. Bebek eşi rahime yapıştığı için bu durum yoğun kanamaya neden olur. Ultrason ile bebek eşinin rahime yapışmasını anlamak zor olabilir. Bebek eşinin rahime yapışık olduğu MR görüntüleme gibi ileri tetkiklerle anlaşılabilir.
Bebek eşinin rahime yapışması durumu saptandığı taktirde doğumun üçüncü basamak hastanelerde yaptırılması önerilir. Bu durumda normal doğum önerilmez. Tekrarlayan sezaryenler, miyom ameliyatları bebek eşinin rahime yapışması ihtimalini artırır.
Bebeğin eşi normalde rahmin ön duvarında, arka duvarında ya da tepesinde yerleşir. Bazen bebeğin eşi rahim ağzına yakın yerleşir ve rahim ağzını kapatır. Bu duruma tıpta plasenta previa denir. Bebek eşinin rahim ağzında olması durumunun görülme sıklığı 4/1000 oranındadır. Bebek eşinin rahim ağzında olması durumu gebeliğin 5’inci ayında tanı alabilir. Bu hastalar genellikle gebelik döneminde kanama şikayeti ile başvururlar.
Bebek eşinin rahim ağzında olması gebeliğin 5. ayından sonra ağrısız kanama ile kendini gösterir. Kanama plasentanın aşağı yerleşmesine bağlı olarak plasental kan damarlarının bozulmasından dolayı meydana gelir.
Günümüzde bebek eşinin rahim ağzında olması durumu kanama olmadan önce saptanabilmektedir. 5’inci ayda bakılan detaylı ultrasonla bebeğin eşinin yerleşimine bakılır. Bu şekilde bebek eşinin rahim ağzında olması tanısı konabilir. Tereddüt edilen vakalarda alttan yapılan ultrason ile daha detaylı görüntüleme sağlanır.
Eğer bebek eşinin rahim ağzında olması durumu 24. gebelik haftasından önce saptanmışsa 28-32’inci haftalarda ultrasonografi tekrarlanır. 24’üncü haftadan önce tanı konulan vakaların %95’i doğuma kadar düzelir.
Bebek eşinin rahim ağzında olması durumunda doğum 3. basamak hastanelerde yapılmalıdır. Doğuma girmeden önce mutlaka kan hazırlanmalıdır.
Kanamanın olmadığı ya da az olduğu durumlarda bebeğin gelişmesi tamamlanana kadar beklenebilir. Fakat yoğun kanama, gelişme geriliği, bebeğin iyilik durumunun bozulması, rahim ağzının açılmasını sağlayan ağrıların başlaması durumunda acil sezaryen gerçekleştirilir.
Bebek eşinin rahim ağzında olması durumunda beraberinde bebek eşinin rahime yapışması olasılığı da yüksektir. Hasta bu açıdan da değerlendirilerek doğum için önlem alınmalıdır.
Bebek eşinin rahim ağzına yakın olması durumunda normal doğum gerçekleşebilir.
Plasental infarkt bebek eşinde en sık görülen plasental lezyonlardır. Bebek eşindeki damarların tıkanmasına bağlı plasental doku beslenemez ve gelişimi bozulur.
Plasental infarktlar birçok hastalığın sonucu olarak görülebilir. Ağır hipertansiyon en sık sebeptir. Gelişme geriliği, erken doğum ve anne karnında ani ölümlere sebep olabilir.
Bebek eşinin anne tarafında kalsiyum birikimi yani kireçlenme normalde olur. Gebelik haftası arttıkça, doğuma yaklaştıkça bebek eşindeki kireçlenmeler artar. Bebek eşi kireçlenmesi ultrason ile görülebilir. Bebeğin akciğer gelişimi ile bebek eşinin kireçlenmesi arasında orantılı bir ilişki bulunmuştur. Bebekte olumsuz bir etki görülmemiştir.
Bebek eşindeki damat tıkanmaları, karna olan tramva gibi sebepler bebek eşinin yerinden ayrılmasına sebep olabilir. Bu bebeğin hayatını riske sokar. Bu durumda acil olarak doğum gerçekleştirilmelidir.
Çoklu plasenta, yüzük şeklinde plasenta, membranöz plasenta, pencereli plasenta, plasentanın fetal zarların dışında bir parçasının olması, plasentanı rahime yapışması, plasentanın aşağı yerleşmesi, plasental infarkt, plasenta kalsifikasyonu, plasental ayrılma bebeğin eşinde görülen başlıca hastalık ve anormal durumlardır.
Bazen plasenta loblara ayrılmış olabilir. Bölünme tam olmadığında ve bebek kaynaklı damarlar bir lobdan diğerine göbek kordonunu oluşturmak üzere birleşmeden uzanırsa çoklu plasenta oluşur. Yaklaşık 350 doğumda bir oranında görülür.
Bebeğin eşinin yüzük şeklinde olması 6000 doğumda bir oranında görülür. Yüzük şeklinde plasenta plasentanın ortasının gelişiminin durması ile oluşur. Gelişme geriliğine denen olabilir.
Membranöz plasenta bebeğin eşinin fetal zarları ince bir zar tabakası ile kaplaması durumudur. Doğumdan sonra plasentanın ayrılmasını zorlaştırabilir.
Bebeğin eşinin pencereli olması oldukça nadir görülen bir durumdur. Plasentanın orta kısmı tamamen yoktur. Gerçek bir boşluk vardır. Doğumda içeride parça kaldığı düşünülebilir.
Bebeğin eşinin zarların dışında bir parçasının olma durumu yaklaşık %5 oranında görülür. Gebelik dönemi kanamaları ve erken doğuma neden olabilir.
hocam benim bu altıncı gebeliğimdir 20 haftalik gebeyim benim bebeğim eşi önde geliyo rahime yapışmış 3 defa sezeranya doğum yaptım bu tedavisi varmı.doktora gittim beni çok korkutular
Muayene edip değerlendirmek gerekir.